Roman

Yalnız çocuğun azabı

PEYAMI-SAFA-9UNCU-HARICIYE-KOGUSU-KITABI__686157_0-300x215

“yalnız çocuğun azabı;

ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürürdüm.
ben de onların arasındaydım ve onların arasında büyüğüm de yoktu. yalnız bende meçhul bir hastalık vardı, sekiz yaşımdan beri çekiyordum.
ben de o muayene odasının ve nice muayene odalarının önünde senelerce bekledim. benim yanım da büyüğüm de yoktu. yalnız başıma demir parmaklıklı kapıdan içeriye girerdim, dokuzuncu hariciye koğuşuna doğru ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürürdüm, camlı kapıların garip bir beyazlıkla gözlerime vuran ve içimde korku ile karışarak yuvarlanan parıltıları arasında o dehlize girerdim, ve yalnız başıma bir köşeye ilişirdim, kımıldamazdım, susardım, beklerdim, rengimin uçtuğunu hissederdim.”

“felâketimizi başka biriyle taksim etmek saadettir, fakat annelerle değil. `annelere anlatılan kederler taksim değil, zarbedilmiş olur`: çocuklarının felâketini iki kat şiddetle hisseden anneler, bu ıstıraplarını çocuklarına fazlasıyla iade ederler; böylece keder anadan çocuğa ve çocuktan anaya her intikâl edişinde büyüdükçe büyür.”

Peyami Safa- Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Yorum bırakın