Geçen sene şubat ayında tanıştık kendisiyle, suskun ve mağrur bir duruşu vardı. İlk zamanlar hiç ötmedi, Kazım’ı aldığım kuşçu hemen ötmez demişti o yüzden sabırla ötmesini bekledim. Bir sabah Kazım’ın lezzetli çipetpetleriyle uyandım. Çipetpet diye bir şey var, arnavut şevket abimiz az bile söylemiş lezzetli çipetpetler hakkında. Her sabah 7 ile 9 arası öyle güzel nağmeliyordu ki bazen onu dinlemekten dışardaki işlerime geç kalıyordum.
Kanaryalar, duygularını yoğun yaşayan hayvanlardır. mesela onunla ilgilenmediğinizde size küserler. Onunla karşılıklı sevgi alışverişinde bulunmanız gerekir, sizin ona göstereceğiniz ilgi onun nağmelerine yansır. Kanaryalar duygusal anlamda insan gibidir. Hatta öyle anlar gelir ki insandan da ötedirler. İşte benim kanaryam da öyleydi. Bir gün akşam eve geldiğimde kazım titriyordu. Alel acele veterinere götürdüm, şehrin öbür ucuna gittim. Veteriner üşütmüş dedi, nasıl olurdu ? o kadar üzerine düşmeme ve titizlikle ilgilenmeme rağmen üşütmüş. Veteriner ilaç verdi, 3 güne iyileşir dedi. Olmadı, zavallı kazım iyileşemedi. Öldü. Evin bahçesine gömdüm onu. Sarsıldım, 2-3 gün kendime gelemedim. Kazım, ın benimle macerası 2,5 ay sürmüştü. Işıklar içinde uyu güzel hayvan.
Kategoriler:hayvanlar