Organik bileşenlerin çay bardağının mancınığa bağlanıp saatte 15 km hızla gökyüzüne doğru fırlatılmasının ardından yaşam tarzı ve kahvaltı kültürleriyle fransız ekolüne bağlı olduklarını gösteren orta sınıf batı özentisi Türk ailesinde farklı giden şeyler vardı.
İnorganik etkenlerin hesaba katılmaması aile içi sorunların büyümesine neden olacak ve ardından oluşan fikir ayrılıklarını destekler nitelikte bir yapıya bürünecektir. İnsanlık tarihinden günümüze kadar olan süreçte tıpatıp aynı fikirde hiçkimse olmamıştır. İki insana aynı düşünce sistemini aşılamak istiyorsanız farklı hayat tecrübelerini yaşamalarına engel olmanız gerekir.
Aile bireyleri arasındaki bağlantıların zaman içinde azalmasına paralel olarak gittikçe yok olan insani ilişkiler silsilesi kopma noktasına gelmişti. Babanın hükümdarlığında verdiği hükümlerin geçerliliğinin geçmişe oranla azalmasına tek bir açıklama bile yapılamıyordu.
Yazıma kısa saçma bir hikayeyle başlamak istedim. Hikayeyi devam etme gerekliliği oluşmaması için burada kesmek zorunda kalıyorum. Yoksa başka bir zaman bol bol hikaye yazmak isterim.
Asıl konumuza gelirsek ;
Türk-islam sentezi aile sisteminde genel bağlamda kendiliğinden oluşan kuralların bir süre sonra geçerliliğini kaybetmeye başlaması aslında bizlere değişimin toplumun en küçük birimi olan aileyi de yavaş yavaş etkilemeye başladığını gösteriyor. Kültürlerarası geçişin bir hayli hızlı olduğu 21. yy türkiyesinde hayat tarzlarının medya eksenli batıya doğru kaymasını anlamak için önümüzdeki zor sürecin bizlere verdiği sinyalleri iyi okumamız lazım. Eski-yeni çatışması gelecek nesille tamamen ortadan kalkacak, bilgisayar kullanan, sosyal medyaya hakim bir nesil ilerde aile kurup anne baba olduğunda davranışların ona bağlı olarak da kuralların değiştiğini göreceğiz. Toplum olarak tabularımızın zihnimizden bütün olarak çıkması 50 yılı alacak gibi duruyor. Onun dışında ahlak anlayışı, metaya verilen değer ve alışkanlıklar zamanla değişecek.
Artık, bilim olarak gelişen ama insanlık olarak geriye gidilen bir dönemdeyiz. İnsanlığını kaybetmemek için direnen insanlarımız var. Bazılarımıza göre ; Bizlere, çevremiz veya başka birileri tarafından moda diye dayatılan kurallara ayak uydurma güçlüğü yaşadığımız bir dönemdeyiz. Hayata haddinden çok bağlanmak veya tamamen kopmamak için toplumu analiz etmeli, gözlemlerde bulunmalıyız. Elbet bunlardan sonra kendi hür irademizle oluşturduğumuz kurallar çerçevesinde mutlu bir şekilde yaşayacağımızı düşünüyorum. Fazla gevezelik yapmadan bitirmek istiyorum. Son olarak ; Değişim çanlarını duyduk, o çanları iyi duyalım. Bu ekonomik, kültürel ve sosyal değişim süreçleri bizleri uçurumun kenarına bile götürebilir. Dikkatli olmakta fayda görüyorum 🙂
Kategoriler:toplum