siyaset

Dinlerarası Diyalog hakkında…

tumblr_mqgfyxceZ61sukbavo1_500 (1)

Dinlerarası diyalog meselesini duymuşsunuzdur, internet dışında bu meseleyi kitaplardan veya gazetelerden öğrenmeniz biraz zor. Tabi dışarda çevrenizden bu konuyu bilen bilinçli insanların da size bu mevzuyu anlatmaları gerekli.

Duymayanlara anlatayım ; 

Efendim, bu dinlerarası diyalog dediğimiz olay Fethullah Gülen denilen şahsın öncüsü olduğu bir hareket. Bazı araştırmacılar dinlerarası diyalog’u ; müslümanları hrıstiyanlaştırma projesi olarak tanımlasa da bu düşüncenin amacı 3 büyük dini birleştirip yeni melez bir din oluşturmak. Tabi ki fethullah gülen, bu melez dinin kurucusu veya peygamberi olmayı düşünüyor. Son 10 yılda İslamda yapılmak istenen reformlara bakıldığında bu projenin izleri görülüyor. Ilımlı islam projesi de bu dinlerarası diyalog’la alakalı. islam dinini başkalaştırmak isteyen bu büyük hareketin peşinden milyonlarca insan gidiyor. Tamamen çıkar ilişkisi üzerine inşa edilmiş bir yapı olan gülen cemaati çıkarları neye uygunsa ona göre davranıyor. Fethullah, güçlünün yanında yer almayı kendine bir görev addetmiş, her dönem güçlünün yanında yer alan bu şahsın müridleri de güce tapmayı alışkanlık haline getirmiş insanlar. Oysa yüce kitap Kuran’ı Kerim her zaman mazlumların yanında olmamız gerektiğini söylüyor. İstisnalar her yerde var, cemaat içerisinde de gerçekten iyi niyetli insanlar mevcut. Onlar yapılmak istenen şeyin farkında değiller.

dinde_reform_reformistler_dinler_arasi_diyalog_diyalogcular_dinler_tarihi_ismailaga-1

Cami ve Cemevinin birleştirilmesi

Geçenlerde cemevi ve caminin bir arada olacağı bir yapı inşa edeceklerini açıkladılar. Bunu en çok destekleyenler ve bu bilgiyi ilk yayanlar tabi ki Fethullah’ ın ana akım medya kanalları oldu. Bu olay medyanın büyük bir kısmı tarafından farklı kültürlerin kaynaşması, karşılıklı hoşgörü şeklinde yorumlansa da iş o kadar basit değil. Normal bir şeymiş gibi gösterilen bu olayın altında dinlerarası diyalog denilen dinleri birleştirme hadisesi yatıyor. Yoksa ben farklı kültürlerin aynı ortamda bulunmasına asla karşı değilim.

Dinlerarası diyalog meselesinde durmadan, yahudi ve hristiyanların da cennete gireceği vurgulanır. Ana tema budur. 3 büyük dini birleştirmek için böyle bir yalan uydurulmuştur. Açık açık hristiyan ve yahudilere müslüman olmana gerek yok denmektedir. Diyalogcular kafire kafir diyemez.

Dinlerarası diyalog’a karşı çıkan ayetler ;

ali imran suresi
113. ayet
hepsi bir değildir. kitap verilenler içinde gece vakitlerinde allah’ın ayetlerini okuyup secdeye kapanan doğru bir topluluk vardır.

ali imran suresi
186. ayet
çaresiz, mallarınızla ve canlarınızla imtihan edileceksiniz ve kesinlikle gerek sizden önce kitap verilenlerden ve gerekse allah’a ortak koşanlardan bir çok incitici sözler işiteceksiniz. eğer sabreder ve allah’tan korkarsanız işte bu, azmedilmesi gereken şerefli işlerdendir.

ali imran suresi
187. ayet
vaktiyle allah, kitap verilen okur yazarlardan: “andolsun ki, onu insanlara anlatacaksınız ve gizlemeyeceksiniz.” diye söz almıştı. derken onlar, onu arkalarına atıp az bir para karşılığında sattılar. ne kötü bir alışverişti bu!

ali imran suresi
199. ayet
kitap verilenlerden de allah’a, size ve kendilerine indirilene, allah’a boyun eğerek inananlar ve allah’ın ayetlerini birkaç paraya satmayanlar vardır. işte onların, rablerinin katında mükafatları vardır. şüphe yok ki, allah hesabını çabuk yapar.
dinlerarası diyalog’u destekleyen yazılar ; 

“evet, aynı kökten geldikleri, aynı temel esaslara sahip bulundukları, aynı kaynaktan beslendikleri halde, asırlarca rakip dinler olarak yaşamış bulunan islâm, hıristiyanlık ve mûsevîlik arasında başlayan, hattâ eski hind ve çin dinlerini de içine alacak şekilde gelişen diyalog teşebbüslerinin olumlu neticeler verdiği müşâhede olunmaktadır.” (f.gülen, zaman, 04 ekim 2004)

“odessalı hıristiyanların ise elbette rehberleri, din büyükleri vardır ve onla-ra söylenmesi gerekeni söylemektedirler. bir müslüman, yani dinlerin temel birliğine inanan biri olarak, onların söylediklerinin bir müslüman’ın söylediğinden ve söyleyeceğinden farklı olacağını düşünmüyorum” (f.gülen, favorit, nîsân 2009)

“kâfire kâfir demek mü’minin vazifesi değil. kâfir demek insanın insanlığına saygısızlıktır.” (f.gülen’le 11 gün. s. 87)
“biz renk körleriyiz” (f. gülen’den naklen m. şener)
“bütün dinler buluşuyor, biz hepimiz kardeşiz” (4. türkçe olimpiyat finali)”

9 replies »

  1. Diyalog meselesi soylediginiz kadar tartismali olmaktan cikti kanimca. Gulen’in diyaloga yaklasimi ile ilgili pekcok makale ve kitap mevcut piyasada. Davut Ayduz, Faruk Beser ve Ahmet Kurucan’in kitaplarina bakilabilir.Diyanet Isleri Baskanligi’nin yurtdisindaki faliyetlerine, ve butun ana-arter musluman hareketlerin pozisyonuna bakildiginda, hepsinin de diyaloga acik olduklari ve belli bir sekilde diyalogu gundemlerine aldiklari gorulecektir.

      • Tam da benim de soylemek istedigim bu. Bu meselede her ne kadar cemaat onculuk etmis gibi gozukse de, cemaatle sinirli degil. Su anda musluman gruplarinin cogunun destekledigi bir politika. Diyanet Isleri Baskanligi’nin yurtdisindaki faliyetlerine goz atabilirsiniz. Ilk baslarda tereddutle yaklasan, Suleyman Hilmi Tunahan hocaefendinin cemaatinin aktivitelerine de goz atilabilir. Ihvan gibi hareketler de benzer bir yaklasim icerisinde keza. Selefileri de dahil edebiliriz buna. Tarik Ramazan gibi genis bir kitle tarafindan kabul goren alimler de destekliyor diyalogu.

        Bu meseleyi kitaplardan ogrenmek biraz zor demissiniz. Aslinda, soyledigim yazarlarin diyalog ile alakali kitaplarinda diyalogun Kurani, sunnet payandali, sahabeler tarafindan yasanmis, Islam medeniyeti tarafindan da bayraklastirilmis bir uygulama oldugu iddia ediliyor. Yani soylediginiz gibi pek de sapkin olmadigini dusunuyorlar.

  2. “ilmin hatiri icin insaf!” diyorum. baska birsey deme luzumu da duymuyorum.sizi blogunuzla basbasa birakiyorum….

  3. Âşık Yûnus’un enfes bir şiiri vardır. Tâ 7-8 asğr evvel yazmış sanki bugünlere hitab ediyormuşçasına. Şiiri buraya yazmayacağım. İsteyen araştırıp bulsun. Dinlemeden anlıyoruz, anlamadan hareket ediyoruz. Hani “okumadan fikir sahibi olmak” diye enfes bir tabir vardır ya… Aynı şey bugün için daha şiddetli ortaya koyuyor kendini. Bu ülkede neredeyse hepimiz okumadan neredeyse her şey hakkında fikir sahibiyiz. Eleştirdiğimiz her ne olursa olusun, araştırmıyoruz. Okumuyoruz. Meselâ bir düşünce sistemi olsun, bir siyasî parti olsun, ya da herhangi bir topluluk farketmiyor. Bu konuda maalesef çok geriyiz… bu yüzden eleştirilerimiz de kendi fikirlerimiz gibi sığ kalıyor, yeni bir şey üretilemiyor. Kulaktan dolma bilgilerle hareket ediyoruz. Ve bunu Allah’tan korkmadan yapıyoruz. Hakperest olamıyoruz. Bazen okusak bile tek bir gazete ya da köşe yazarını yeterli görüyoruz. Bu da bizi kısır döngüye sokuyor ilerleyemiyoruz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s