Sisteme dair birkaç söz..
” Sevda, militarizmin, sınırlarında ağladığı bir ülkedir; emperyalizm tarafından işgal edilemez.”
Geçenlerde internette dolaşırken bu sözü gördüm ve biraz düşünmeye başladım. Emperyalizmin ve kolluk kuvvetlerinin işgal etmediği yer neresi kaldı ? diye soru sormamla anladım ki Sanayi sonrası oluşturulmaya çalışılan toplum düzeninin, sistemin bir şekilde kendi hiyerarşisi içerisinde egemen güçler tarafından bizlere dayatılan siyasetçilerin ve yapay sanatçıların her bir kilometre taşında aslında bizlerin emeği var. Kendi ellerimizle tuğlalarını dizdiğimiz kapitalist sistem tüm insanlık için tehlike arz ediyor. Her 10 yılda bir çıkarılan savaşlar, tek kutuplu dünya düzeni ve diğer tüm ayrıntıları içeren sistemin çarklarını döndüren yine tüketen ve tükettiği ölçüde farkında olmadan tükenen insanlık oluyor.
Emperyalizmin kültürel ayağı hakkında
Emperyalizm denilince aklımıza hemen Amerikanın gelmesi kadar doğal bir eylem olamaz galiba. Daha geniş bir skaladan bakarsak batı dünyası diye adlandırdığımız toplumlar ve onların sermaye sahipleri tarafından kuklalaştırılmış yöneticileri de işin önemli bir kısmını oluşturuyor.
İngilizce, Mc Donald’s, Hollywood ve daha fazlasını kültürel emperyalizme dahil edebiliriz. Bazıları ingilizce ne alaka ? Tarzında soru sorabilirler. Hemen cevaplayayım ; ingilizce türkçe gibi bir dildir ama bu dil insanın yaşamını büyük ölçüde etkiliyor ve kültürel anlamda tercihlerini şekillendiriyorsa ingilizce de emperyalizmin kültürel uzantilarindan birisi olmuş demektir.
Birleşik devletlerin kültürel işgal çalışmaları özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde meyvelerini daha iyi vermektedir. Bunun nedenini de gelişmeye çalışırken kültürümüze yoğunlaşamayıp dışsallıklardan çabuk etkilenmemiz olarak görüyorum.
Kültürel emperyalizm hakkında birkaç bişe anlatmaya çalıştım. Yararlı olabildiysem ne ala! Haydi sağlıcakla kalın.
Kategoriler:siyaset