halk rivâyetlerinde hızır, ilyâs ve iskender, beraberce ab-ı hayat kaynağını aramaya gitmişler, karanlıklar ülkesine dalmışlar, iskender korkup bu ülkeye gidememiş. hızır’la ilyâs, kaynağı bulup içmişler, ebedi hayâta kavuşmuşlar, fakat bunu, iskender’e söylememeye memur olmuşlar; iskender mahrum kalmış. hızır’la ilyâs, yılda bir kere,hıdırellez günü, sabah çağında, bir gül fidanının dibinde buluşurlarmış. hızır, karada; ilyas, denizde sıkıntıya düşenlere yardıma koşarmış.
sûfiler içinde, kutupluk mertevesine erenlere, “hızır, hızır-ı vakt” diyenler de vardır.
edebiyatta hızır, çok defa âb-ı hayatla, ebedî ömürle anılır ve vuslat sevgilinin dudağı, âb-ı hayâta benzetilir.
abdülbâki gölpınarlı, yunus emre divân ve risâletü’n-nushiyye, der yayınları, 2003.
Kategoriler:doğa