ekonomi

Dağılamayan gelir

Gelir dağılımı; ekseriyetle 1 yıl gibi belli bir süre zarfında bireylerin, grupların ve üretim faktörlerinin katkıları nihayetinde kollektif olarak meydana gelen milli birikimin, onu oluşturan unsurlar arasındaki bölüşümünü ifade eder. Türkiye’de gelir dağılımı araştırması, gelir ve yaşam koşulları araştırması adı altında TÜİK tarafından ve yıllık bazda yapılır. Bu araştırma yapılırken örnekleme yöntemi kullanılıyor ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki bütün yerleşim yerlerini ve tüm hane halklarını kapsama alıyor. Haberlerde, gazetelerde veya başka yerlerde Türkiye’de gelir dağılımının adaletli olup olmadığı konusunda yazı ve tartışmalarla muhakkak karşılaşmışsınızdır. Sıcak para giriş çıkışına endeksli, parasal dalgalanmaları sıklıkla yaşayan, işsizliğin kol gezdiği, şehirler ve bölgeler arası oldukça yüksek farklar olduğu Türkiye ekonomi ikliminde gelirin adil dağıldığını beklemek hayalcilik olur. Esasında basit mantıkla düşünüldüğünde kime sorsak “abi kazandığım para belli”, “ay sonunu zor getiriyoruz”, “asgari ücretle çalışıyoruz”, “o kadar okul bitirdim aldığım maaş asgari ücretten hallice” gibi cevapları düşündüğümüzde aslında yoksulluğun adil dağıldığını söylemek mümkün. Ancak iş servete geldiğinde, kaymak %20 ile toplumun geri kalanını oluşturan %80 arasında acı bir fark var Türkiye’de. Aşağıdaki tablo Türkiye’de gelir dağılımını (Gini katsayısı bazında) 2006 yılından bu yana göstermektedir. Tabloda son sütunda yer alan P80/P20 oranları; gelirden en fazla pay alan %20’lik grubun geliriyle en düşük pay alan %20’lik grubun geliri arasında kaç kat fark olduğunu göstermektedir:

Yıllar Gini Katsayısı P80/P20
2006 0,428 9,6
2007 0,406 8,1
2008 0,405 8,1
2009 0,415 8,5
2010 0,402 7,9
2011 0,404 8
2012 0,402 8
2013 0,4 7,7
2014 0,391 7,4
2015 0,397 7,6
2016 0,404 7,7

2006-2008 ve 2011-2015 arasında küçük çaplı iyileşmeler görülse de son 10 yılda gelir dağılımı adaletinin sağlanması konusunda ciddi bir değişimin ne yazık ki olmadığı görülmektedir. Geçen yılın istatistiğine baktığımızda en yüksek gelir grubuyla en düşük gelir grubu arasındaki gelir farkının 7,7 kat olduğu açıktır. Zaten 0,404’lük bir Gini katsayısı da ülkede gelir ve servet dağılımının adaletsiz olduğu yorumunu çıkartır. 0,35 sonrası gini katsayısı açısından toplumda gelir adaletsizliği konusunda ciddi sıkıntıların başladığına dalalettir. Pek çok ekonomik veride olduğu gibi gelir dağılımı adaleti konusunda da en iyi ülkeler sıralamasında başı çekenler iskandinavya ülkeleridir. Aşağıda da OECD verilerinden ulaşabildiğim en son tabloyu sizlerle paylaşıyorum:

123.jpg

İskandinav ülkelerine övgü gönderirken Slovakya, Slovenya ve Çekya gibi Orta Avrupa ülkelerini de tebrik etmek lazım. Burada şunu da unutmamak gerekir: Gelir dağılımının adaletli olması önemlidir fakat milli gelirin yüksek olmadığı bir toplumda adil olarak dağılan yoksulluk olur. Yani gelirin adil bölüşümü kadar milli gelirin, bireylerin ceplerine yansıyacak şekilde artması da önemlidir. Ülkenin büyüme oranının %8 olması benim için ancak bireylerin de gelirlerinin yıllık olarak en az o seviyelerde ve o seviyelere yakın düzeyde artabilmesiyle anlamlı olur. Aksi, istatistiki oyunları akla getirebilir ve kafalarda soru işaretleri yaratılabilir.

Velhasıl bölünmeyelim, bölüşelim.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s