Her geçen gün, bağımsız ruhlar loncasındaki yerimi sağlamlaştırdığımı hissediyorum. Beni bu duruma sürükleyenlerin ne olduğunu daha tespit edemedim. Hangi şartlar bunu gerektiriyor bilmiyorum. Ve o muhteşem söz kendini gösteriyor ; ” ignorance is bliss ”
Sıkıldım, oysa ben sıkıcı işlerin adamıydım. Masal kahramanı değildim, süper kahraman da olamadım. Sanırım ben oyunu kuralına göre oynayamadım. Maskemi görmeye çalışmayın, yok ki anasını satayım. Beyhude çabalarım, hayallerim, üşümelerim hepsi birden gözümün önünden geçiyor. Tam o sırada bir şarkı daha atlıyorum.
Doğduğumda zihnim boş bir levhadan farksızdı. Keşke öyle kalsaydı. Zihnim doldukça, cehaletimin yüksekliğini anlıyorum.
En azından ilerleyecek yolumuz var. Korkuya lüzum yok..
Son olarak ;
Siz şerefsizleri de sahnede görmek isteriz. Kim olduğunuzu tam görelim ki ona göre vaziyet alalım. Bu arada çocukları pistten alalım. Uçak inecekmiş.
Kategoriler:hayat, kişisel yazılar