Gözlerimle gördüklerim, kulaklarımla duyduklarım ve yorumlayabildiğim kadarıyla anlatacaklarım naçizane fikrimdir. Kısa konuşacağım, ayrı ayrı mevzularda işim yok. Onları anlatmaya yüreğim kalmadı. Ayrıca bu satırlar da yetmez, bana yıllar lazım.
Hepimizin hayatında, oyuncuları sürekli değişen ama konuları değişmeyen üç aşağı beş yukarı aynı olan bir dizi var. Dizimizin adı ; ” Metal tadı veren gerçekler.” Bu bahsettiğim, cehennem isimli dizi sitelerinde yok. Bu sadece, farkındalık geliştirdikçe izleyebildiğimiz ve içine çekildiğimiz bir dizi. Sen bir şeyleri fark ettikçe kendini izlettiriyor. Game of Thrones’taki entrikalar, olay örgüsü bunun yanında hikaye. Bu doğrudan zihne hükmediyor. Mesela arada beni yoklayıp, iç huzurumu kaçırmayı başarıyor. Ben iç huzurumu nasıl sağlarım inanın bir fikrim yok ama eksikliklerim olduğunun farkındayım.
Bu anlattığım dizide insanın ruhunu yıpratan temel 2 şey var; ilki, olayların iç yüzünü kavramak, ikincisi ise içinde bulunulan çaresizliği fark etmek.
Tek bildiğim şu ki ; elim her yere uzanamaz. İzlemekle yetindiğim huzursuzluk yaratan durumları sihirli değnekle düzeltmek ne hoş olurdu ama imkansızlık bu işin cilvesi. İşte bu yüzden dua ediyorum, düzeltebildiğim kadarıyla hayata müdahil oluyorum ve teslimiyeti kavramaya çalışıyorum.
Sağlıcakla…
Kategoriler:kişisel yazılar
Sonuç?
sonuç ; ” yolda olmak”