edebiyat

”Sorunların çözümü için çabalamak”

Pursuit-of-Happyness

Hayatı renkli görmeye başladıktan sonra, istediklerini gerçekleştiremediği için başkalarını suçlayan insanlardan olmadım. Kimseye gereksiz atıfta bulunmamak için akıl baliğ olduktan sonra kullandığım sözlere daha dikkat eder oldum. Sözler demişken, insanın hayatta kullandığı sözler çok önemli.  Çünkü bazı dönemlerde sarf edilen sözlerin hayatı olumlu veya olumsuz değiştirdiğini gördüm. Mesela, karamsar düşünüp hep o yönde sözler söylediğiniz zaman işlerinizin ters gittiğini göreceksiniz.  Bu yüzden, kendimi toplumda bir birey olarak gördüğüm günden beri güzel düşünmek ve güzel sözler söylemek konusunda biraz daha hassaslaştım. Sonra döndüm ve şunu dedim ; bu hayatı yaşayan benim, yaşayacağım ömür de belli. Evet, şunu biliyorum ki ; Şu 3 günlük dünya’da ne yaparsam kendime yapıcam. Ayrıca, bilinçli olarak yaptığım hataları başkalarına yüklememin beni sonuca ulaştırmadığını daha beter bir şekilde çıkmaza soktuğunu anlamam biraz uzun sürse de doğru yolu buldum. ” Ne ekersen onu biçersin”  demiş atalarımız, çok haklı bir söz. İyi veya kötü, aslında ne yaparsak kendimize yapıyoruz.  Biraz hayata değinirsek ; Tüm insanlık olarak hayat denilen ilginç yolda ilerliyoruz. İnsan ömrünü belirleyen kudret, bu hayat sürecini bazılarına uzun bir yol bazılarına ise kısa bir yol olarak belirliyor. Sonuçta her şeye karar veren tek bir yapı var. Neyse konumuza dönersek ; Sorunları, dertleri vb bir taş olarak düşündüğümüzde bazı şeyleri daha kolay anlayacağız. hayat yolunda giderken karşımıza çıkan irili ufaklı taşlar var. Engel olarak önümüze koyulan bu taşları geçmek için az da olsa çabalamamız gerekiyor. Bu taşların bazıları öyle ayağımızla iteleyeceğimiz cinsten değil.  Bunların bir kısmı büyük taşlar yani büyük sorunlar.

İnsanın sosyal anlamda hayatıyla olan bağları koparması sorunların çözümü için maalesef yetmiyor. Yetmediği gibi sorunların daha da büyümesine neden olabiliyor. İnsan, ortalama 70 yıl yaşayacağı şu hayatta rahatsız olduğu bir durum, sorun vb varsa üstüne gitmeli. Bunu, kanser tedavisi gibi düşünelim. Ancak üstüne inatla ve inançla gidildiğinde kanserin tedavi olduğunu biliyoruz. Moral desteği sağlanmadıktan sonra kanserli bir hastanın iyileşme sürecine girmesi çok zordur. İşte biz de böyle inatla ve manevi güce inanıp çabaladığımız takdirde sorunların çözüldüğünü göreceğiz. Bundan 6-7 ay önce bir ekonomi seminerinde biriyle tanıştım. Bana,  üniversiteyi bitirdikten sonra birkaç işte çalıştığını en son  patronuyla ters düşünce istifa edip ayrıldığını falan anlattı. Şu anda maddi açıdan ailesine bağlı olduğu için huzursuz olduğunu söyledi.  işsiz olduğu için ailesinden gelen parayla geçinmek zorunda kalmasının onu çok rahatsız ettiği tavrından belliydi. Bana, o gittiğim seminerden belki de daha fazla önem arz eden hayata dair tavsiyelerde bulundu. Aklıma kazınan o tavsiyesi ;  umudunu asla ama asla kaybetme, durmadan çalış çabala ve takdiri Allah’a bırak. Önemli insanların hayatlarını okumamı, onların ne zorluklardan geçtiğini görüp hırslanmam gerektiğini söyledi. Biyografi okumayı sevdiğim için daha sonra birkaç önemli ismin hayatını okudum. Ve gerçekten etkilendim. O insanların o konumlara gelirken çektiği sıkıntıları düşününce benim yaşadıklarımın çok basit şeyler olduğunu anladım. O kişinin verdiği tavsiyelerden pek ders alamasam da aklımın bir köşesine şunu kazıdım ;  Dünya’yı değiştiremesek bile kendi hayatımızda bir farklılık yaratabildiysek ne mutlu bize. Haydi selametle.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s