Dolardan bahsetmeden olmaz. Dolar bir uçtu, pir uçtu. Günde 7 kuruş artması nedir ya ? Cumhuriyet tarihinin en hızlı yükselişini yaşıyor. Hükümet yetkilileri tarafından tüm dünyada doların yükseldiği ülkemizde kriz olmadığı söylense de yeterli bir açıklama değil. Biz dış etkenlerden ziyade iç etkenlerden nasibimizi alıyoruz. Ekonomik gidişatı geniş yelpazede düşünebilirsiniz. Doların yükselmesinde ohal, ab’ye rest çekmeler, terör sorunu, ülkemizdeki siyasi istikrarsızlık ve hukuksuzluklar gibi birçok konu etkili. Ülkemizin mevcut durumu yatırımcıya güven vermiyor. Çeşitli sektörlerde iş yapan insanlarla görüştüğümde şu an piyasaların durma noktasına geldiğini duydum. İthalatçılar ellerindeki malları satma derdine düşmüş, stokları eritiyorlar. Şu dönemde teknoloji mağazalarındaki sürekli indirimler bunu açıklar nitelikte. Bu furyanın başlaması hayra alamet değil. 🙂
Ohal’den dolayı iflas erteleyen birçok şirket var. Hükümetin ohali uzatmakta ayak diretmesinin bir nedeni de budur belki. Ohal kalktığı anda büyük iflaslar gündeme gelecek ve piyasa iyice çalkalanacak. Domino taşı etkisiyle iflaslardan ülke ekonomisi zarar görecek. İşten çıkartmalar arttığında krizi daha derinden hissedeceğiz.
Haliyle ben de avm’lere gidiyorum, belki inanmazsınız ama son 3 ayda eski kalabalıklar azalmış diyebilirim. Büyük avm’lerde eski yoğun sirkülasyonu göremedim. Bir de İstanbul’daki Avm’lerin yüksek kiralarından dolayı dükkan kapatmaları çok fazla. Tek avm’ler değil, yüksek kiralar yüzünden istiklal caddesi ve bağdat caddesi gibi lüks tüketimin fazla olduğu yerlerde birçok mağaza kepenk indirmek zorunda kaldı.Lüks semtlerde kiralar dolar ve euro cinsi üzerinden ödeniyor. Cirosu düşen mağazalar da kiraya dayanamayıp kaçıyor.
Halkın hafiften tasarruf yapmaya başladığını düşünüyorum. Parasını mevdulatlarında tutan ciddi bir kesim var. Her an büyük şoklara hazırlıklı olmak gerektiğinden böyle yapılması gayet doğal.
Ekonomik krizi aşmak imkansız değil. Türkiye, 2001 krizi gibi finans sektörünün çöktüğü ve bir gecede %25 fakirleştiğimiz bir krizi atlattı. Şu anda yaşadığımız krizin çözümü yapısal reformlarla ekonomiyi iyileştirmekten geçiyor. Bunlara ilaveten hukuk sisteminin iyileştirilmesi ve dış politikada ayağın yere sağlam basılması oldukça mühim. Bu sıkıntılı süreçte başkanlık sistemi dayatmasını, ortadaki yangına benzin dökmekle eşdeğer görenlerdenim. Ülkemizin istikrarlı bir şekilde yoluna devam etmesi için başkanlık sistemi(cumhurbaşkanlığı sistemi) acilen gündemden çıkarılmalıdır. Türkiye, 1876 Anayasasından bu yana –Meclis hükümeti sisteminin uygulandığı 1921 Anayasası ve karma hükümet sisteminin uygulandığı 1924 anayasası hariç tutulursa- uzunca bir süredir parlamenter sistem geleneğine sahip, bu geleneğin devam etmesi ülkemizin hayrına olacak. Selametle!
Kategoriler:ekonomi