kişisel yazılar

Aydınlık günler göreceğim Akdeniz’ e doğru…

01-akdeniz_3

Son birkaç haftadır, aydınlık düşlerime Foursquare bildirimleri tarzında samimiyetsizlik geldi. Oysa ben, samimi ve Erzurumlu olmayan bir çay bardağı gibi kurduğum düşleri gerçekleştirmek istiyordum. Biriken bulaşıklar ve ev temizliği mücadele ruhumu kamçılasa da hayallerimi istediğim gibi neticelendiremedim. Sonra bazı gerçekleri görünce anladım. Mesela, şu anda bulaşıkların bir tsunami etkisi yaratması beni derin buhranlara sürüklemeyi başarmış gözüküyor. Hayatımı verilenler ve istenenler diye ayırdığım zaman bir havuz problemini çözmeye odaklanan liseli ergen ruhumun benden bağımsız hareket etmesinden dolayı sonuca ulaşmam biraz zaman aldı. Geç olsun güç olmasın mantığıyla hareket etmem de böyle olmasında etkili.

Aydınlık günler göreceğim Akdeniz plajlarını iple çekiyorum. İple çekerken ipin kopmaması için verdiğim gayreti de hesaba katarsak büyük zorluklarla karşı karşıya olduğumu anlıyorum. Aslında, aydınlık tabiri gerçek anlamıyla kullanıldığında gayet mekanik bir süreç işliyor. Bir ampulün maksimum seviyede ışık verip aydınlatması gibi mekanik. Bu süreç içerisinde mecaz anlama kesinlikle yer yok. İstenilen ne varsa en doğalı isteniyor. Bu yüzden güneşin en az 40 derece sıcaklıkla kavurduğu, cehennemin küçük bir versiyonunun yaşandığı Akdeniz şehirlerine doğru yola çıkmam gerektiğini anlıyorum. Yolculuk için yolcu psikolojisine bürünmem ve bavul hazırlama süreçlerini en kısa zamanda atlatmam gerekiyor. Bu yüzden son günlerde, ”yolcunun el kitabı” adlı bir kitap yazmanın maliyetini hesaplamakla uğraşıyorum. Haydi selametle!

Yorum bırakın